
Geçtiğimiz günlerde okumaya başladığım bir kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere. Lindsay C. Gibson’ın Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları.
Bu kitapla ilk kez Sevgili Lara Tuksal’ın podcasti sayesinde tanıştım. Bu vesileyle kendisine ve konuğuna da ayrıca teşekkür etmek isterim. Dinlemek isteyen herkes için linkini buraya bırakıyorum.
Çok ihtiyacım olan bu kitabı hemen okumalıydım. Öyle de yaptım. Beklemeden kitabı edindim.
Kitap isminden de anlaşılacağı gibi duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynleri ve yetişkin çocuklarını konu alıyor.
Sorunu danışanlarının gerçek hayat hikayeleri ile harmanlayan Gibson bizlere de bir soru yöneltiyor. Olgunlaşmamış bir ebeveyne sahip olduğumuzu nasıl anlarız? İp uçları nelerdir? Bu ebeveynler ben merkezci, reaktif, sorumluluktan kaçınan, suçlayıcı ve bunlara benzer negatif tavırlara sahip olabildikleri gibi çocuklarının da duygusal ihtiyaçlarını fark etmezler.

“Başkaları tarafından görülmemenin verdiği yalnızlık duygusu, fiziksel yaralanma kadar temel bir acıdır ve bu acı içeridedir, dışarıdan görülmez.”
Lindsay C. Gibson
Duygusal bir yalnızlığın içinde büyüyen çocuk bu yalnızlıkla baş edemeyince kendisine bir çözüm yolu arar ve döngü başlamış olur. Bu çocukların bir çoğu yetişkin bir birey olduklarında insanlardan yardım istemekten kendini alıkoyan, ailesiyle biraz olsun sevgi dolu anlar geçirmek ümidiyle kendi hayatından fedakarlık yapan, geçmişi suçlayan dolayısıyla hayatları için reaktif bir rol üstlenen bireyler olabilirler.
“Olgunlaşmamış ebeveynlerin çocukları, ilişkilerinde genellikle duygusal yalnızlığa razı olurlar çünkü eski ev hayatlarında olduğu gibi bu durum onlara normal gözükür.”
Lindsay C. Gibson
Bunun yanı sıra Gibson bu tarz ebeveyne sahip ancak inat, çaba ve azmi sayesinde çok başarılı, sevgi dolu bir aileye sahip olan yetişkinlerin de olduğunu belirtiyor. Ancak yetişkin çocuklar içlerinde bir yerde bu yalnızlığı az veya çok hissediyor. Ta ki fark edip çözüm arayışlarına başlayana kadar…
Öncelikle yazarın da belirttiği gibi bu kitap hiçbir ebeveyni suçlamıyor. Çünkü bu duruma yine bir travma, çocukluk çağlarında yaşanan büyük bir kayıp ve yine onların ebeveynleri sebep olabiliyor. Ve belki de kaynağı belirgin olmayan bu kısır döngü birileri “Dur!” diyene devam ediyor. Elbette herkes kendi aksiyonlarından sorumludur. Ancak birincil odağımız çözüm. Öncelikle olabildiğince objektif yaklaşıp tecrübelerimizden yola çıkarak hem kendimizi hem ebeveynlerimizi tahlil etmemiz, sonrasında ise bu döngüyü kırmak için adım atmamız gerekiyor.
Gibson kitabında izlememiz gereken yolları ve bu süreçte ebeveynlerimizden göreceğimiz tepkileri ayrıntılı bir biçimde açıklıyor. Kendi hayatına adım atan bireyin ebeveyninden gördüğü negatif tepkiler sonrasında vicdan azabı çekebileceğini, suçluluk duyabileceğini ve kararsız kalabileceğini de önceden belirterek bizi bu sürece hazırlıyor. Bu süreçte bu tepkilerin normal olduğunu bilmemiz ve kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın son çeyreğinde hayatımıza giren akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve elbette internet bizi bir tıkla hızlı bir hayatın içerisine itiyor. Aslında buna biz izin veriyoruz. Durup, zihnimizi berraklaştırıp farkına varıp istediğimiz sürece hayatımızın iplerini avuçlarımızın içine alıp sımsıkı tutmamız mümkün. Değişimin üç ana etkeni olduğuna inanıyorum. Farkına varmak, kabul etmek ve aksiyona geçmek.

Kitabı okurken her satırında kendimi bulduğumu ve bazen gözyaşları ile okumaya devam ettiğimi itiraf etmeliyim. Ben kendim için bir adım attım. Suçlayıcı bir tavır sergilemenin hiç kimseye bir faydası olmayacağından eminim. Kendi adıma, geçmişte kötü anılarımın olduğunu kabul ediyorum. (Her zamanki gibi) Tek farkla! Değişimi başlatacak güce sahip olduğumu biliyorum artık. Artık kötü anılarla savaşmıyor yerine güzel anılar için yer açıyorum. Ve en önemlisi o meşhur sihirli değneği beklemiyorum. Başarıya, mutluluğa, kendi hayatıma giden kısa bir yol olmadığını biliyorum.
Son olarak, bu kitabın hayatımıza verdiğimiz şansın bir adımı olmasını hepimiz için çok içten diliyorum. Çocuk çocukların olgunlaşmış ebeveynleri olmak ümidiyle…
Kaynakça: Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları, Lindsay C. Gibson
Çocuk çocukların, olgunlaşmış ebeveynleri olmak ümidiyle…
Bu cümle kadar değerli bir ümit daha yoktur belkide.
Teşekkürler…
BeğenLiked by 1 kişi
Okuduğunuz için ve güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim. Hep ümitvar olmak dileğiyle.. ☀️
BeğenBeğen